İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sevginin En Masum Hali; Adınla Çağır Beni | Kitap İncelemesi

Son güncelleme tarihi 30 Ağustos 2020

Overall
5
  • Kitaba Verdiğim Puan
Sending
User Review
0% (0 votes)

Konusu

Aşk birden çıkar insanın karşısına; yakalamak ya da ıskalamak size kalmış. Bazen aşk olduğunu anlamazsınız, bazen de anlasanız bile onu tutmak, kendinize saklamak zordur. Adınla Çağır Beni, delikanlılık çağındaki bir gençle, ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik, bir o kadar da güçlü aşkın öyküsü.

  • Kitabın Günümüz Yayınevi: Sel Yayıncılık
    Orijinal Adı: Call Me By Your Name
    Kitabın Yazarı:
     André Aciman
    Kitabın Basım Tarihi: 2007
    Sayfa Sayısı: 246
    Kategorisi: Romantik/Drama

Açıkçası filmi kitabından neredeyse birebir uyarlama olduğu için kitabının incelemesini yapmayacaktım. Çünkü filminin incelemesinde detaylıca yapmıştım, ama kitabının incelemesini yapmayınca içim bir türlü rahat etmedi. Ben de, en azından az da olsa bir şeyler yazabilirim diye düşünerek yazıma başlamaya karar verdim. Kitabı hakkında düşüncelerimi okumadan önce, eğer hala film incelemesi hakkında yazımı okumadaysanız buraya tıklayarak göz atabilirsiniz. Bu yazım da, konusundan çok kendi düşüncelerim içerisinde olacak, verdiğim linkte epey bilgi hakim, orayı da okumayı da unutmayın.

Film incelemesi yazımda, filmin 2018 yılı içerisinde favori filmim olduğunu belirtmiştim ve kitabı hakkında da bundan aşağı kelimeler sarf etmeyeceğim. Kitap, nasıl duyguları ve görselliği kendi zihnimiz içerisinde yansıtmamızı sağlıyorsa, filmi de kesinlikle kafamız içerisinde oluşturduğumuz olayları birebir yansıtıyor. Tabii son kısmı hariç. Kitabı okuyanlar filmde bazı detayların aynı olduğunu, çıkartılmış detayların ise yerinde kopartıldığını anlamışlardır. Tabii, 246 sayfanın, film içerisinde 2 saate uyarlanması da gerek uyandırdığı hisler, gerekse görsellik açısından tam yerinde olmuş diye düşünüyorum.

Filmin son kısmında orada bittiği için tatminsizlik yaşamıştım. Belki de ilk önce kitabı okuduğum için bir beklenti içerisine girmiş, bunu beklemiştim, ama film bittiğinde yeniden kitaba sarılıp filmin bittiği andan sonra yaşananları okudum. Bu da tatminsizliğimi kaybettirdi. Filmin, En İyi Uyarlama Senaryo dalında 2018 Oscar ödülünü aldığını duymuşsunuzdur. Açıkçası ben, hak ettiğini düşünüyorum.

Kitaplardan uyarlama filmlerin nasıl olduğunu hepimiz biliriz. Kitaptaki yaşananların birçoğu olay örgüsü farklılaştırılarak beyaz perdeye uyarlanır ve bu durum bazı şeylerin eksik kalmasına, çoğu olayların kitapta olduğu gibi değil de, senaristin kendi kafasınca uyarlamasından ibaret olduğunu görür, hayal kırıklığına uğrarız. Bazı zamanlar da bunların her zaman yaşandığını, kitap ve filmin tamamen farkı bir çerçevede incelenmesi gerektiğini bilerek tadını çıkarmaya bakarız.

Ben bir şekilde iki taraflı da tatmin olmaya çalışırım. Eskiden kitabını okumadan önce filmini izler, ondan sonra kitabını okurdum. İtiraf etmem gerekirse bazı zamanlar hala bunu yapıyorum, ama artık ilk önce kitabını okuyup sonra filmini izleme taraftarıyım. Gerekirse filmini izledikten sonra yeniden kitabını okumak istiyorum. Çünkü bazı detaylar filmden sonra birbirine oturuyor ve bir süre sonra kafamda acaba karakter o an da tam olarak ne düşündü diyerek yeniden kitaba sarılıyorum. Tabii bu durum, kitabından filmine uyarlamanın aynı olduğu, en azından %85’inin aynı olduğu, filmler içerisinde tatmin duygusu oluşturuyor.

İşte Adınla Çağır Beni, orijinal adıyla, Call Me By Your Name, tam olarak iki taraflı da tatmin oluşturacak bir yapıt. Kitabını, filminin çıkmasına bir ay kala okuma şansı yakalamıştım. Sosyal medya aracılığıyla karşıma çıkmıştı. Nedensiz yere kitabı okumam gerektiğini fark ettiğimde tereddüt etmeden kitabı aldım ve okudum, bundan hiçbir zaman pişman olmayacağım. Bir süre araştırma yaptıktan sonra kitabının filminin çıkacağını öğrendiğimde daha da çok heyecanlanmıştım. Hem de o kadar uzun bir süre sonra değil, birkaç hafta sonra çıkacaktı. Bu beni daha da fazla heyecanlandırdı. Çünkü kitabını yaklaşık olarak iki buçuk gün de bitirmiştim ve beni oldukça etkilemişti.

Adınla Çağır Beni, 17 yaşındaki Elio’nun ağzından anlatılıyor. Belki de Elio’nun samimiyeti beni kitaba bağlayan bir etkendi, tam olarak bilemiyorum. Bununla birlikte, iki erkek karakterin birbirlerine olan masum aşklarını daha önce okuma fırsatı bulamamıştım. Sadece filmler ya da diziler aracılığıyla izlemiştim. Adınla Çağır Beni benim için her açıdan ilk ve mutluluk uyandıran bir kitap oldu. (Eğer bildiğiniz bu tür kitaplar varsa söyleyebilirsiniz.)

Masum aşkları her zaman çok sevmişimdir. Hangi taraf olursa olsun, birbirlerini seven ve kan bağı olmayan iki kişinin ne olursa olsun mutlu olmaları gerektiğine inanan birisiyim. İster kız-erkek, ister erkek-erkek, isterse de kız-kız olsun fark etmez. Bunların sevgiye mani olacağını düşünmüyorum. Bu konudan rahatsız duyup etrafa şiddet saçan insanlardan da nefret ediyorum. Tamam, rahatsızlık duyabilirsin, bu herkesin kendi tercihidir, ama insanları yaralayacak ya da incitecek fiziksel zorbalığa uğrayacak dereceye getirirsen, işte buna kayıtsız kalamıyorum.

Demem o ki, sevgi kan bağı olmayan iki kişi arasında çok özel bir çizgide saklıdır. Adınla Çağır Beni kitabı da, sevgisi, hissettirdikleri ve masumluğuyla aşırı samimi bir kitap. Genç bir çocuğun aşka dair inancını ve kendini keşfetmesini o kadar güzel anlatıyor ki okuduğunuzda aşka olan inancınızı yeniden sorgulayacak, hayata daha pozitif bakmanızı sağlayacak.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mission News Theme by Compete Themes.