Son güncelleme tarihi 29 Ağustos 2020
Overall
-
Kitaba Verdiğim Puan
Konusu
Padişahlığın yıkılıp, Mustafa Kemal sayesinde Cumhuriyet’in kurulmasından sonraki yıllarda yaşanan insanlık ve dinler tarihiyle ilgili konuları, kadına verilen değeri ve kişilerin, aşkla nasıl bir evrime maruz kaldıkları anlatılmaktadır.
- Kitabın Günümüz Yayınevi: Everest Yayınları
Kitabın Yazarı: Akilah Azra Kohen
Kitabın Basım Tarihi: 2019
Sayfa Sayısı: 592
”Kendini anlattığın gibi değil, karşındakinin yorumladığı gibiydi onun zihnindeki izin.”
Osmanlı Döneminde, sadrazamın oğlu olan Selim, Cumhuriyet’in ilanından sonra babasını ve aynı şekilde babasıyla birlikte Yüzellilikler denen birçok vatan haini ilan edilmiş kişilerden sonra Cumhuriyet’in İstanbul’a gelmesinden hoşnut değildir. (Yüzellikler, Kurtuluş Savaşı sırasında düşman ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle yurttaşlıktan çıkartılarak ülkeden sürülen 150 kişidir.) Bu sayede tekke ve zaviyeler kapatılmış, Osmanlı Dönemi’nde uygulanan padişahlık görevleri son bulmuştur. Cumhuriyet’e ve Mustafa Kemal’e son derece nefret besleyen Selim, at üstünde özgürce savrulan Ülkü’yle karşılaştığında kalbinde kendisinin dahi fark edemediği bir takım duygularla sarsılır. Selim, gördüğü bu kadının, benliğini değiştireceğinin henüz farkında değildir.
Ülkü, yaşanan Kurtuluş Savaş’ında babasını ve ağabeylerini kaybetmiş, savaşta da birçok katkı sağlamış savaş görmüş, güçlü, tam bir Cumhuriyet kadındır. Savaştan sonra, annesi Semiha Hanım, anneannesi Zübeyde Hanım, kardeşleri, İlmiye, Ali ve Ayşe’yle, Selim’in ailesinin olan İstanbul’a Valpreda apartmanına taşınmak zorunda kalmışlardır. Selim’in ailesinin aksine Ülkü’nün ailesi köyden gelmiş, her koşulda yoksuldur, ama bu durum onların yaşamasına bir engel değildir. Tabii, Selim’in annesi Latife Hanım’a göre her koşulda oraya layık değillerdir. Selim’in teyzesi Lütfiye Hanım, kardeşi Latife Hanım’dan biraz da olsa ılımlı bir karaktere sahiptir.
Latife Hanım sadrazamın eşi olmasından kaynaklı, kendince son derece asil ve burnu büyük bir karakterdir. Bir de, Melek karakteri var. Açıkçası onu açıklamak istemiyorum, sadece son derece sinir bozucu bir karakter olduğunu bilmeniz yeterli. Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bu kadın ne klişe diye düşünürken tebessüm doğdu Selim’in ifadesinde, çünkü babasının Yemen’de söylediği söz gelmişti aklına, “Uç oğlum!” demişti babası, “Kimseyi bekleme, sen uç. Aynı cinsten olmayan kuşlar nasılsa birlikte uçamayacak. Sen kime layıksan o gelecek, yanında seyir alacak. Herkes kendisi gibi olanı bulacak. İsterlerse aynı mahalleden olmasınlar, hatta aynı şehirden. Ruhları aynı kaynaktan gelenler bu zamanda birbirlerini mutlaka bulacaklar. Yeter ki sen yola çık, o yolda ilerlemek, yani yolculuğun kendisi getirecek sana senin olanı, sen yeterki uç.”
SAYFA 503
Selim ve Ülkü’nün aşkları tüm zıtlıklara rağmen kalbe öyle güzel kazınıyor ki, ikisi de hiç istemeseler de, zaman içerisinde sevgileri katlanarak çoğalıyor, artık görmezden gelinemeyecek bir hale geliyor.
O sırada okulda, çocuklara eğitim verebilmesi için Mustafa Kemal’in atadığı, son derece zeki ve bilgili Fred öğretmen İlmiye ve Ali’nin dersine giriyor. Fred Öğretmen ve onunla birlikte bilgiler veren Derviş Kamil sayesinde, Sümerlerle, evrenimizle, dinle ve peygamberlerle ilgili birçok detaylar, bilgiler öğreniyoruz. Azra Kohen’in burada muazzam araştırmalar yaptığı hissedilebiliyor. Bu diyaloglar tekrar tekrar okunması gereken bilgiler ve hepsi de kaynaklarıyla sunulmuş. Keza verilen müzik önerileri de bir o kadar güzeldi. Orhan ve İlmiye’nin birbirlerini bulmaları, hayatı ve aşkı tatmaları çok güzel tasarlanmış. Kitapta anlatılan her karakter çok iyiydi.
GÖZ ATIN: Akilah Azra Kohen – Pi; Hayat Kendi Yolunu Çiziyor | Kitap İncelemesi
Bu dönemde arkada yaşanan olaylar, Mustafa Kemal’e yapılan saldırıların nerelerden ve kimlerden geldiği kaynaklarıyla, detaylarıyla anlatılıyor. Bu konularda kitabı ilginç ve okunabilir kılan da, tüm bu olayların ve karakterlerin gerçek hayattan, belirli zamanlarda ve aynı kişiler üzerine alınması. Söylediğim gibi Azra Kohen’in her kitabında olduğu gibi inanılmaz bir emek ve özveri var kitapta. Tekrar tekrar okunması gereken bir kitap! Başka ne söyleyeceğimi bilmiyorum, ne söylesem yarım kalacak ve spoiler da vermek istemiyorum.
Selim ve Ülkü’nün birbirleriyle olan etkileşimleri, kalpleri, anlamları o kadar güzeldi ki, anlatılmaz sadece Azra Kohen’in muazzam kelimeleriyle hissedilebilir. Çok naif, herkesin yaşamayı beklediği bir aşk hikâyesi var kitapta. Bayıldım. Açıkçası böyle bir aşkı yaşamayı gerçekten isterdim. Cumhuriyet Dönemi’nden sonrasını okumak, kadına verilen değerin ne denli olduğunu hissedebilmek, her bir karakterin kendisini bulmasını, evrilmesini izlemek çok güzeldi. Azra Kohen’in diğer kitaplarında olduğu gibi Gör Beni de muazzam bir kitaptı. Mutlaka okuyun, mutlaka okutun. Gör Beni’nin devamı olan kitabı Dinle Beni’yi sabırsızlıkla bekliyorum. ♥
Bedenimin içindeki canı gör, sadece etimi değil.
Gözlerimin içindeki hayatı gör, sadece bakışımı değil.
Hissettiklerimi gör, sadece tepkilerimi değil.
Beni gör.
Derinliğimde boğulmadan,
Sorularımda kaybolmadan,
Korkularında yok olmadan,
Gör Beni.
Bir fısıltıya koydum kendimi.
Kalbine soruyorum yerimi:
Başarabilir misin beni görmeyi?
Cesaretin yeter mi?
Topla cesaretini ve Gör Beni.
Birileri bizden fırtına bekliyor,
onlara gökkuşağı vermeye hazır mısınız?
Okuyanların beğendiği bir kitap. Listemde. Sırası gelince okunacak. Teşekkürler 🙂
Rica ederim 🙂 ♥