Son güncelleme tarihi 29 Ağustos 2020
Overall
-
Kitaba Verdiğim Puan
User Review
( votes)Konusu
Flora 717 farklı doğanlardandır, canı bağışlandığında elde ettiği şansla kovanın bütün işleyişinde yer almaya çalışarak fark yaratır. Bebek bakar, polen toplar, Kraliçe’nin sırlarına erişir. Peki kendi kaderinin sürüklediği yolda düşe kalka ilerlerken kovanın kaderini de değiştirebilecek midir?
- Kitabın Yayınevi: Martı Yayınları
Kitabın Yazarı: Laline Paull
Kitabın İlk Basım Tarihi: 2014
Sayfa Sayısı: 464
Kategorisi: Fantastik
Kovan hakkındaki düşüncelerime geçmeden önce, kitabı alma serüvenimden bahsetmek istiyorum. Ben kitabı alalı sanırım beş ya da altı ay civarında olmuştur. Yaşadığım şehre, kitap fuarı adında küçük bir yer açılmıştı. Arkadaşımla içerisinde gezerken fiyatlar epey uygundu ve öylesine, uygun fiyatlı kitap almamız gerektiğini düşündük, ama içeride yaklaşık bir saat gezdikten sonra hala hangisini alacağımıza karar verememiştik. Artık fuardan çıkacağımıza yakın, üzeri jelatinle kaplı sarı renkli güzel kapaklı bir kitapla karşılaştık. Sarıya dair zaafım olduğu için gitmeden son karar olarak bu kitabı almam gerektiğini hissettim ve arkadaşımla ikimiz kaçırmadan aldık. Aynı zamanda kitap yarı fiyatına, yani 10 TL’ydi.
Neyse, kitabı alıp jelatinini açtığımda daha büyük bir sürprizle karşılaştım. Kapak tasarımı gerçekten de harikaydı. O siyah renkte olan Kovan yazısı ve arının olduğu siyah petek boştu ve çok güzel bir tasarım oluşturulmuştu. Yeniden o kadar gezmemizin üzerine bir şeylerin değdiğini görmek güzeldi. Kitabı okumam biraz zaman almasına rağmen, kitapların zamanı geldiğinde okunması taraftarı olduğum için henüz bitirebildim kitabı ve sonrasında yorumunu girmek istedim.
Kovan kitabını, hakkında arka kapak yazısından başka hiçbir bilgim olmadan aldım. Beni neler bekleyeceğini bilmiyordum, ama kitabı okumaya başladığımda gerçekten de bir arı kovanının içine ve Flora 717 adında diğerlerinden farklı, kocaman kapkara tüylü, temizlik işçisi arının beynine girdiğimi fark ettim. İlk sayfalarında biraz abarttığını düşündüğümü söylemek istiyorum. Arılar, gerçekten bildiğimiz arılar mı diye düşünmeden edemedim ve sayfalar ilerledikçe gerçekten de bir kovandaki arıların yaşamına adım attığımızı gördüm. Biraz fazla abarttığımı düşünebilirsiniz, ama inanın bana çok güzel bir şeydi. Yazar, arılar hakkında neredeyse her şey hakkında bilgi sahibi olmuştu ve onların yaşantısını hikayeye çevirmişti. Yeniden, ben neden böyle bir şey yazmadım, düşüncesine kapılmadan edemedim, imrendim doğrusu. Yine de her kitabın yeni Dünyalara bir serüven olduğunu bildiğim için merak içerisinde okumaya devam ettim.
Arka kapak yazısında şöyle yazıyor.
Doğumu şaheser anamız, senin rahmin kutsaldır, evliliğin tektir, sonra Kraliçeliğin gelir. Ve sadece Kraliçe üreyebilir.
*
Bu kovandaki bütün arılar kabul eder, itaat eder, hizmet eder. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmek zorundadır, ölümse ölüm kalımsa kalım. Doğuştan farklı olanlar doğar doğmaz öldürülür. Kovanın hiyerarşisinde geçişler yoktur. İşçi olarak doğan işçi olarak ölür. Kraliçe tektir, kutsaldır, sadece o doğurgandır.
*
Flora 717 ise farklı doğanlardandır, canı bağışlandığında elde ettiği şansla kovanın bütün işleyişinde yer almaya çalışarak fark yaratır. Bebek bakar, polen toplar, Kraliçe’nin sırlarına erişir. Peki kendi kaderinin sürüklediği yolda düşe kalka ilerlerken kovanın kaderini de değiştirebilecek midir?
Gerçekten de yukarıda okuduğunuz üzere, Kovan kitabında Flora 717 diğerlerinden çok farklıydı. Görüntüsü itibariyle kendi cinsi gibi, kovanın temizliğinden sorumlu temizlik arısı olması gerekirken Flora kendini keşfetmeye, kovan hakkında bir sürü bilgi sahibi olmaya devam ediyordu. Bu, elinde olan bir şey değildi. İç güdüsel olarak diğerlerinden farklı, içerisindeki merak duygusu son derece yüksekti. Kovanda bulunan arılar bir düzen içerisinde ilerliyor ve mümkün olduğunca, hatta hiç bir şekilde bu düzenin bozulmasına izin vermiyorlar. Tüm arılar Kraliçe’ye itaat ediyor ve onun söylediklerinin dışına çıkamıyorlar. Aynı zamanda kovanda bulunan herkesin, az önce söylediğim gibi bir görevi var. Kimisi dışarıya çıkarak polen topluyor, kimisi yeni doğan bebeklerin bakımını üstleniyor, kimisi de tıpkı Flora’nın cinsi gibi kovanın ve daha bir çoğun temizliğini üstleniyor.
Zaman içerisinde Flora 717 kendisindeki garip değişimlerin farkına varıyor. Sorgularken, aslında diğer arıların yapmadığını yaptığını fark ediyor, merak ederken diğer arıların hiçbirinin kendisi gibi meraklı olmadığını görüyor. Flora 717’nin bu farklılığı, onlara yol gösteren Adaçayları tarafından yavaş yavaş fark edilmeye başlarken Flora’nın başına beklenmedik bir şey gelecektir ve bu durum uyumun içerisin yaşamaya çalışan uyumsuz minik arının başına çok daha büyü belalar açacaktır.
Yaşadığı bu can alıcı kısımları söylemeyeceğim elbette, her zaman olduğu gibi kitabı okumayan insanların üzerindeki büyüyü kaçırmak istemiyorum. Başka söylemek istediğim diğer şey de, arıların isimleriydi. O kadar güzellerdi ki, neredeyse bütün Dünyada bulunan çiçeklerin isimleri verilmişti. Ihlamur, Ökseotu, Adaçayı, Sümbül, Açelya, Akasya ve daha bir sürü isimler.
Kitabı okurken bazı yerlerinde Flora’ya o kadar üzüldüm ki, yaşadıkları gerçekten de ne kadar da güçlü bir arı olduğunu gösteriyor. Sonu da çok etkileyiciydi. Daha farklı bitmesini isterdim, en azından Flora’nın yaşadıklarının bir şekilde kendisine dönmesini isterdim. Yaşadıklarıyla, küçük de olsa bir iyiliği hak ettiğini düşünüyorum. Ah, bir arı hakkında söylediğim bu sözler de kitabın gerçekten de etkileyici olduğunun kanıtı bence. Vakit kaybetmeden okumanızı tavsiye ediyorum.
Ayrıca yazarın geçen sene yayımlanan The Ice adında bir kitabı daha var, o henüz dilimize çevrilmemiş, umarım en kısa zamanda çevrilir. Onu da okumak istiyorum.
🍃 “Ben Flora 717”
🍃 “Konuşan bir temizlik işçisi. Çok enteresan.”
🍃 “Senin cinsin savaşmaz.”
🍃“Sen kaybedilemeyecek kadar değerlisin.”
İlk yorum yapan siz olun