Son güncelleme tarihi 15 Mayıs 2020
Overall
-
Kitaba Verdiğim Puan
User Review
( votes)Konusu
Lise öğrencisi Carrie White, ergenlik çağında dindar annesi ve şımarık okul arkadaşlarıyla başa çıkmazken bir de farkında olmadan gerçekleşen psişik güçleriyle uğraşması gerekecektir.
- Kitabın Yayınevi: Altın Kitaplar
Kitabın Yazarı: Stephen King
Çıktığı Tarih: 1974
Orijinal Adı: Carrie
Sayfa Sayısı: 223
Kategorisi: Korku
Göz, Carrie White adında genç bir kızın, ergenlik çağında okulda yaşadığı zorbalıkları ve bununla birlikte ergenliğe girmesiyle çeşitli medyum güçlerinin ortaya çıkmasını konu alıyor. Sanırım bu kitap, Stephen King’in diğer kitapları arasında en ‘o kadar gerilim yüklü olmayan’ kitabı. Bir ilk kitap olarak elbette güzel detayları ve kurgusu var, ki kitabın üzerinden on yıllar geçmesine rağmen kurgusu ne olursa olsun eskimeyen bir kitap. Bununla birlikte Stephen King’in zaman içerisinde harika gelişimini görüyoruz.
Göz, bir ilk kitap olarak King tarafından kısa ve öz anlatılmış. Carrie White, içine kapanık, sessiz ve insanlar arasında ucube olarak kabul edilen bir kızdır. Bir gün, toplu banyoda yıkanırken Carrie ne olduğunu anlamadığı bir şekilde ergenliğe girer ve bacaklarının arasından kan aktığını fark eder. Bunu gören diğer kızlar da Carrie’yle alay etmeye, onu hor görmeye başlar. Carrie yaşadığı bu durumun ne olduğunu bilmiyordur. Daha sonrasında bu durum Carrie’nin ve tüm okulun kaderini korkunç bir şekilde değiştirecektir.
Carrie zaman içerisinde psişik güçlerinin olduğunu fark eder. Düşünce gücü ile eşyaları dokunmadan hareket ettirmeye başlar. Bu durumu kimseye söyleyemez. Annesi ise rahatsız edici derece de dindardır ve hiçbir şekilde annelik görevini gerçekleştirmez. Aksine kızına kötü davranarak, onun başka erkeklerle görüşmesini istemez, bu davranışları tasvip etmez. Kitabı okurken annesinin hastalıklı düşüncelerinden nefret ettim. Bazı yerler de o kadar rahatsız edici oluyor ki, bir insan kendi kızı için nasıl bu şekilde düşünebilir aklım almadı. Sözde, kızını erkeklere yem etmek istemiyor. Ruh hastası kadın!
Bu davranışlar Carrie’yi daha fazla içine kapanık yapmıyormuş gibi okuldaki kızların ve erkeklerin uyguladığı zorbalıklar güçlerini daha fazla etkilemektedir. İnsanlara zarar vermek için bir an bile bekleyemez hale gelir. En yakın arkadaşı Sue bile Carrie’nin yanında hiçbir zaman olmadı. Açıkçası kitabın sonunda kimseye üzülmedim, aksine hak ettiklerini düşündüm. Yazılan karakterler kurgu olsa da gerçek Dünya’da bu tip insanlar her yerde, zorbalığa uğrayan insanların çeşitli psişik güçleri yok, ama bu kitap da eğer psişik güçleri olsa neler olur düşüncesi ile yazılmış bana göre. İyi ki de yapmış. Ben olsam ben de yapardım!
Stephen King yine güzel bir iş başarmış. İyi ki eşi Carrie’nin bitmiş halini çöpten alıp okumuş daha sonra King’e yeniden okutmuş ve yayın evlerine göndermesi istemiş. Yoksa tüm Dünya, harika bir idolden mahrum kalacak, Stephen King şimdi kim bilir nerede olacaktı? Düşüncesi bile tüyleri ürpertiyor. 🙂
İlk yorum yapan siz olun