Son güncelleme tarihi 29 Ağustos 2020
Overall
-
Filme Verdiğim Puan
User Review
( votes)Konusu
Newt Scamander’ın da yardımıyla Amerika Birleşik Devletleri Sihir Kongresi (MACUSA) tarafından yakalanan karanlık büyücü Gellert Grindelwald kaçmayı başarmış ve kendine, gerçek niyetinden habersiz olan müritler toplamaya başlamıştır. Karanlık büyücünün sihir dünyasından ayrı olan tüm canlıların hepsine hükmedecek safkan büyücüler yetiştirme planı, dünya için büyük bir tehlike yaratmaktadır. Karanlık büyücünün planlarını bozmak isteyen profesör Albus Dumbledore, eski öğrencisi Newt Scamander’dan yardım ister. Önündeki tehlikenin farkında olmayan Newt, gerçek dostluklar ve aile bağları konusunda bile sevgisinin ve sadakatinin test edileceği bir yola girecektir. Sihirli ya da değil, tüm insanların kaderi ona bağlıdır.
- Çıkış Tarihi: 2018
Ülke: ABD-Birleşik Krallık
Orjinal Adı: Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald
Yönetmeni: David Yates
Süresi: 2 saat 14 dakika
Kategorisi: Macera/Aile/Fantastik
IMDb Puanı: 7,0
Bildiğiniz üzere, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar filmi 2016 yılının Kasım ayında vizyona girmişti. Bir potterhead olarak yıllar sonra büyü dünyasında geçecek olan bir film geldiği için çok heyecanlanmıştım. Film hakkındaki görüşlerimi dile getirdiğim, yazımı buradan inceleyebilirsiniz. Her ne kadar yazıda iki yıl sonra yorumumu yapıyor olsam da, ne kadar zaman geçerse geçtim Harry Potter’a, Harry Potter’ın tüm alternatiflerine dair düşüncelerim asla olumsuz yönde ilerlemeyecek ve değişmeyecek. Harry Potter, her şeyiyle benim hayatımı kurtardı, kurtarmaya da devam ediyor.
2016 senesinde, bundan iki yıl önce, ikinci film için o zamandan heyecanlanmaya başlamıştım. İki senenin nasıl geçeceğini düşünüyor, bir an önce filmin gelmesini diliyordum. Açıkçası, şuan olduğu gibi… Yıl 2018 oldu, Kasım ayı geldi. Yine, tüm büyü dünyası sakinleri sinemalara, hayranlıkla izlediği serinin devamına koştu. İki saatlik zaman diliminde yaşadığımız hayattan kopacak, büyü dünyasının kapılarını aralayacaktık, nitekim öyle de oldu. Üstelik bu sefer, yıllar sonra Hogwarts’ın kapılarını gerçekten de araladık!
Ah, konu Harry Potter olduğunda duygularıma hakim olamıyorum. Filmin konusundan bahsetmem gerekirken ben yine duygusal konuşmaya başlayacağım. Ne yapayım, büyü dünyasından bahsediyoruz ne de olsa! Haydi tamam tamam, ben filmin konusundan bahsedeyim sizlere, ondan sonra kendi görüşlerime devam edeyim yine. Zaten her zaman olduğu gibi filmin konusu beş satır ise, ki bu sefer daha karmaşık bir anlayım yapmayı planlıyorum, benim görüşlerim yüz beş satır olacak. 🙂
Fantastik Canavarlar – Grindelwald’ın Suçları filmi, insanın aklına ilk olarak, usta oyuncu Johnny Deep‘i getiriyor öyle değil mi? Ah, tabii ki! Filmin baş rollerinde, ilk filmin sonunda da gördüğümüz ve hatta bundan sonra ne olacak diyerek heyecanla iki sene beklediğimiz filmi izledik. Grindelwald rolündeki Johhny Deep! Ne kadar yaşlandığına dair kötü yorumlarda bulunmayacağım, nesi var bilmiyorum, üzülüyorum. Hatta film başlamadan önceki gala fotoğraflarındaki bitkin, ama kendinden emin hali beni fazlasıyla endişelendirdi. Hasta olduğunu düşünmek istemiyorum. 🙁
Fantastik Canavarlar – Grindelwald’ın Suçları filmi, adından da anlaşılacağı üzere, tamamen Grindelwald’un yaptığı suçlar üzerine kurulu bir film olmuş. Aslında, ilk filmin sonunda bizi zaten meraklandırmıştı, nasıl bir kara büyücü olduğunu merak ediyordum. Voldemort gibi mi olacaktı yoksa daha farklı mı olacaktı? Bunun cevabını verdi diye düşünüyorum. Film boyunca Newt’ı ikinci plana atmaları açıkçası beni üzdü. Filmin sonunda hissettiğim bir şey varsa, o da, ben devam filmini istiyorum, iki saatlik film daha olsun, hatta gerekirse üç saat! Ve sonrasında yüzüme çarpan iki senelik bir zaman dilimi… Tamam, olayları derinden işleyebilir, bir şekilde Grindelwald’un nasıl birisi olduğunu, geçmişini açıklayabilirsiniz, iki saatlik zaman diliminde de diğer şeyleri işleyebilirsiniz, ama bana gerçekten de çok kısa geldi! Elimde olsa iki sene daha bekler, üçüncü filmiyle birlikte peş peşe iki ve üçü izlerdim, ama iki sene de çok fazla bir zaman dilimi ya! İkinci filmini izlemeyip üçüncü filmini nasıl beklersin… 🙁
Çoğu insanların filmi sevmeme durumunun da bu yönden kaynaklandığını düşünüyorum. Evet, aksiyon sahneleri çok fazlaydı. Gerçekten özellikle de karanlık büyüye dair detaylar olağanüstüydü. Şu müritlerin çağrıldığında yaşanan o karanlık perde detayları muazzamdı. Çok fazla güzel detay vardı. Örneğin Hogwarts’ı yeniden görüyoruz, koridorlarında geziniyor ve sınıfa giriyoruz. Tıpkı, Profesör Lupin’in Azkaban Tutsağında yaptığı gibi, Böcürt büyüsünü bu sefer genç ve yakışıklı Dumbledore’dan öğrencilerine öğrettiğini görüyoruz. Ah, o kadar güzeldi ki! Hele de Jude Law… Genç Dumbledore’a ne kadar da yakışmış. Bir de Dumbledore’un Grindelwald’a olan aşkı… Kelid aynası detayı… Ah, ah o kadar çok şey var ki! Kendimi spoiler vermemek için zor tutuyorum, tam da spoiler verecek detaylara girdim ve Dumbledore ve kelid aynasına girince beni bir sinir basıyor, hüzünleniyorum. Bence o detay o kadar güzel işlenmeliydi ki! Özellikle de bu filmde. Umarım ilerleyen iki filmde çok daha iyisini yaparak bu filmin telafisini verebilirler!
Bir de Nagini vardı, hani HP filmlerindeki Voldemort’un yanında yılan. Onun hakkında da çok fazla detay olmaması üzdü. Sadece fragmanında gördüğümüz kadarıyla filmde de gördük, bir de Obscurus olan, Ezra Miller’ın karakteri Credence karakterinin yanında, birbirlerine oldukça bağlılar. Ve sanırım, Nagini’nin Nagini olduğu sadece Credence biliyor. Bakalım, ilerleyen filmlerde neler olacak.
Tabii bu verdiğim detaylar filmi izlemeseniz bile fragmanlarda var olan detaylar. Ve hala izlemediyseniz lütfen izleyin. Gerçi, bir potterhead’in bu zamana kadar izlememiş olabileceğini sanmıyorum. Ben yorumunu şimdi yapıyor olsam da, ikinci gün izlemeye gitmiştim ve aynı zamanda üç boyutluydu.
Umarım, önümüzdeki iki filmde daha çok detaylandırıp daha iyi hale getireceğini düşünüyorum. Diğer yazının aksine, biraz kendi düşüncelerime dayalı bir yazı oldu. Hem düşüncelerimi toparlamama hem de filmi sindirmem için iyi bir seçim oldu diye düşünüyorum.
İzlemeyenler için iyi seyirler dilerim.
Great post.