Son güncelleme tarihi 30 Ağustos 2020
Overall
-
Filme Verdiğim Puan
User Review
( votes)Konusu
Christine McPherson, namıdiğer Uğur Böceği, son derece sevecen, dik kafalı ve iradeli annesi gibi olmamak için ne kadar uğraşsa da aynı onun gibidir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi, eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini ayakta tutmak için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Sacramento, California’da 2002 seneninde, hızla değişen Amerikan ekonomisinin ortasında geçen Uğur Böceği, bizi şekillendiren ilişkilere, bizi tanımlayan inançlara ve yuva ismini verdiğimiz yerin benzersiz güzelliğine etkileyici bir bakış sunuyor.
- Çıkış Tarihi: 2017
Türkçe Adı: Uğur Böceği
Ülke: ABD
Yönetmeni: Greta Gerwig
Süresi: 1 saat 38 dakika
Kategorisi: Drama/Gençlik
IMDb Puanı: 7,4
Kendi kişisel fikrimden bahsetmek gerekirse, film o kadar da Oscar ödülüne aday olacak şekilde harika bir film değildi. Ben çoğu filmleri beğenirim ve bunu da çok beğeneceğimi en azından diğer filmler gibi aday olduğuna göre bir şeyler çıkacağını düşünmüştüm, ama açıkçası beklentilerimi karşılamadı. Filmi sadece, acaba sonunda ne olacak, nasıl bitecek diye izledim. Kötü değildi elbette, fakat o kadar ahım şahım beni etkileyecek bir film de değildi. Film de Timothée Chalamet’ın oynaması da, aktörlüğüne Call Me By Your Name filmiyle hayran kaldığım için onu yeniden bir filmde görmek mutlu etti. Tabii ki karakter açısından Call Me By Your Name‘de çok daha fazla sevdim, ki bunu filmi izlediğimden beri defalarca belirtiyorum. Eğer merak ederseniz, buraya tıklayarak kelimelere sığdıramadığım yazıma gidebilirsiniz. 🙂
Her neyse, şimdi filmin konusundan bahsetmek istiyorum. Film, anne ve babasının kendisine verdiği Christine ismini kullanmak yerine kendi kendine Lady Bird takma ismini kullanan bir kızın hayatını anlatıyor. Hayata tutunmaya çalışan bir genç kızı konu alıyor. Film, arkadaşlar, okul, hayaller, erkek arkadaşlar, aile sorunları, genellikle anne sorunu, baba figürü de bir o kadar harika, klasik gençlik sorunlarını ele alıyor. Aslında ben böyle filmleri severim, ama sanırım hem filmin süresi itibariyle az geldi hem de film biraz yavan kalmış gibi. Filmi sadece acaba şimdi ne olacak diye merak ederek izledim. Ama sonunda ya da film boyunca hayret veren bir şey olmadı. Lise son sınıfta, sivilceli, en yakın arkadaşı olan, ama sonradan arkadaşından ayrılan bir genç kızın ergen hayatını izledim. Filmin kısalığından şikayet etmiştim, ama bu tarz filme bir buçuk saat verilmesi de iyi olmuş aslında, en azından insanın merakı gideriliyor. Bu filmi de izlemedim demiyorsunuz.
Oyunculuğa gelirsek eğer, Saoirse,’nin (ah bu kızın ismini de hiçbir zaman okuyamayacağım sanırım.) oyunculuğu güzeldi. Lady Bird’ün hayatını o kadar iyi oynadı ki sanırım sırf bu yüzden sıkıldım. Belki de bu yüzden ödüllere layık görüldü, bilmiyorum. Tuhaf seçimler olduğunu düşünüyorum. Kyle ile güzel bir şeyler olacağını düşünmüştüm, ama tipik okulun sessiz ve aynı zamanda umursamaz çocuğu. Oyunculuklar iyi olduğu için filmi sonuna kadar da izledim. Ah, bir de Oscar ödülüne aday gösterildiği için izlemeden de olmaz tabii ki, ayıp olur. 😛 Aynı zamanda, filmin yönetmeni ve yazarı kadın, belirtmeden geçmeyeyim dedim. 🙂
Tüm yaşadıkları sayesinde Lady Bird büyüyor ve hayatın ona sunduklarıyla büyümeye de devam ediyor. Aslında film, pek de uzak olmadığımız tüm konuları acı ama gerçek bir şekilde gözler önüne seriyor. Her ne kadar beğenmesem de, güzel bir iş çıkarttıklarını da itiraf etmeden geçemeyeceğim. İzleyin, ama beklentinizi fazla yüksek tutmayın.
İlk yorum yapan siz olun