Son güncelleme tarihi 30 Ağustos 2020
Overall
-
Filme Verdiğim Puan
User Review
( votes)Özet
50 yıl önce kendi oğlunu öldürmekle suçlanan Rose, bunu yapmadığını ve oğlunun hâlâ yaşadığını iddia etmektedir. Rose’un dinleyen bir psikiyatr ayrıca onun İncil’inin içine not aldığı “saklı kalan” yazıları da inceleme fırsatı bulur.
- Çıkış Tarihi: 2016
Yönetmeni: Jim Sheridan
Süresi: 1 saat 48 dakika
Kategorisi: Dram
IMDb Puanı: 6.6
Filmin konusuna geçmeden önce bahsetmem gerekirse eğer, film uzun zamandır izlediğim en duygu verici filmlerden bir tanesiydi. Sevgiyi o kadar yumuşak işlemişler ki ilk başlarda neler olduğunu bir süre kadar anlayamasanız da, filmin ilerleyen dakikalarında her şey yerli yerine oturarak sizi içerisine alıyor. Sonunda ne olacağına, Rose’un neler yaşayacağını merak içerisinde izlemeye başlıyorsunuz.
Karakterlerden sevdiklerim, nefret ettiklerimden elbette daha fazlaydı. Hoş, film genel olarak birkaç kişi üzerine olsa da, başrol oyuncularının birbirlerine olan aşklarına hayran kaldım. Zaten savaş dönemlerinde geçen filmlere ayrı bir ilgim oluyor her zaman. Oradaki aşklar ve sevgi bağı her zaman daha kuvvetli olup, tamamen kalbe dayanıyor. Birbirlerinden uzak oldukları için mi yoksa o dönemin aşklarından kaynaklı mı bilinmez, sevgi sonsuza kadar sürüyor. Bu sevgi bağı da beni inanılmaz etkiliyor.
Şimdi sizlere filmin konusundan bahsetmek istiyorum. Film, genel olarak 1940 yıllarında İrlanda’da yaşayan ve savaş sebebiyle teyzesinin yanına gelen ve o zamanlar genç bir kadın olan Rose McNulty’nin hayatını konu almaktadır.
Rose McNulty, yaklaşık olarak 50 yıldır, İrlanda’da bulunan Roscommon akıl hastanesinde yatmaktadır. Bu hastane yıkılmak zorundadır ve hastanede bulunan hastalar çıkarılmalıdır. Fakat Rose, 50 yıldır oğlunun onu bu hastaneden alıp götürmesini beklediği için hastaneden çıkmak istemez. Aynı zamanda bir sorun vardır. Rose, 50 yıl önce, 1940 yılında, oğlunu öldürmek suçuyla bu akıl hastanesine yatırılmıştır. Bu hükmü de, Belfast kentinde bulunan papaz Father Gaunt vermiştir.
Yeniden 1940 yılına gidilecek olursa, o zamanlarda, Rose pilot olan ilk görüşte âşık olduğu Michael McNulty’i sevmektedir. Kısa sürede aralarında tatlı bir aşk doğar. Bununla birlikte Papaz’da Rose’u sevmektedir ve Rose kendisinin olamadığı için onun hayatını mahvetmek istemektedir. 1940 yılında Belfast’ta görülen fikir ayrılıkları sebebiyle Rose ve Michael’in aşkı kısa süre sonra çıkmaza girer. Rose yıllardır çocuğunu öldürmediğini söylese de ona kimse inanmaz. Akıl hastanesinde 5o yılını geçirir. O sırada, elinde bulunan İncil’e küçük küçük notlar almaya başlar.
Tüm bu hayat hikâyesi, Roscommon akıl hastanesinin kapatılma zamanında Rose’u çıkarmak için gelen Doktor William Grene sayesinde Rose McNulty tarafından anlatılmaktadır. Rose kendi hayatını ince ayrıntıları ile anlatırken, Dr. Grene, Rose’un İncil’e olan bağlılığı neticesinde hayatıyla ilgili aldığı notları fark ederek bu işin peşini bırakmaz.
Filmin sonu o kadar dokunaklı bitiyor ki, eminim sizde benim gibi gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Bu filmde, hem sonsuz aşkı hem de bir kadının hayatının bir anda nasıl değiştiğine tanık olacaksınız.
Film Hakkında Bazı Detaylar;
-Film, ünlü oyun yazarı Sebastian Barry’nin 2009 yılında aynı isimle çıkardığı romanından uyarlanmıştır.
-Filmin müziği olarak, aynı zamanda da Rose ve Michael’in sonsuz aşkını konu alan parça ise Beethoven’ın Ayışığı Sonatı parçasıdır. Bu parça filme o kadar uymuş ki, her dinlediğimde hüzünleniyorum.
İlk yorum yapan siz olun